Otizim zihinsel engel değil!

Otizim zihinsel engel değil!

Sadece ülkemizde yaklaşık dört yüz elli bin otistik olduğu bilinmekte. Bebeğin dünyaya geldikten sonra çevresel faktörlere bağlı olarak ortaya çıktığı tahmin edilen otizm için uzmanlar uyardı; otizm zihinsel bir engel değildir!
Anne karnındaki bebeğin gelişimi izlenirken down sendromu gibi bazı hastalıklar tespit edilebilmekte ancak; otizmin tespiti yapılamamakta. Bu da çevresel faktörlere bağlı olarak ortaya çıktığı tespitini destekliyor. Bazı araştırmalara göre otizmin sebebi olarak organik olmayan gıdalar ve aşılar.
Otizmin zihinsel bir engel olmadığını dile getiren Zirve Üniversitesi Eğitim Fakültesi Dekan Yardımcısı ve Okul Öncesi Öğretmenliği Bölümü Öğretim Üyesi Yrd. Doç. Dr. Rıza Ülker,“Türkiye’de ise otizm zihinsel bir engel olarak görülüyor ama otizm zihinsel bir engel değildir. Otizmli çocuklar sadece farklı düşünüyorlar ama eksik değiller” dedi.
Nörolojik bir rahatsızlık olarak ifade edilen otizmin beyindeki sinir bağlantılarıyla ilgili bir durum olduğunu ifade eden Ülker, bu durumun zihinsel engelle alakalı olmadığını şu sözlerle anlattı:“İngiltere’de Stephen Wiltshire isimli ve ‘canlı kamera’ lakaplı otizmli birisi var. İlk defa helikopterden 45 dakika gördüğü Roma’nın şehir krokisini zihinden üç günde panaromik, 7-8 metre uzunluğunda bir kağıda tüm detaylarıyla çiziyor. O anki trafiğin durumu, tarihi binalardaki pencere ve direk sayısı dahil. Bu örnek ‘otizmliler zihinsel engellidir’ genellemesinin yanlış olduğunu gösteriyor.”
Bir çocuğun otistik olduğunu ilk anne yada ilkokul öğretmeni fark edebilir. Ancak bu tespitin erken yaşta gerçekleştirilmesi büyük önem arz ediyor.En erken teşhis iki yaşından önce yapılabildiğini belirten Ülkeri“Bu tanı çocuğun göz kontağının olup olmadığı, annesinin bakışlarını takip edip etmediği izlenerek konulabilir. Erken teşhisle beraber bir ilgi ve sevgi yumağı varsa, gereken uzman yardımı da alınırsa bu çocuklar kendi öz bakımlarını yapabilecek hale gelebilir” dedi.
Uzmanlar otizmin kesin bir tedavisinin bulunmadığını belirtirken sözlerine şunları da ekliyorlar; otistik çocuklar kısmen sosyalleşebilir ve kendilerine uygun yetenekleri keşfedip rahat bir hayat sürdürebilirler.
Bazen ebeveynler bebeklerindeki farklılığı hissederler ancak kabullenmek yerine;“Büyüyünce geçer, bunun babası da böyleydi” diyerek mevcut durumun önemsemezler yada onu yetiştiremediği fikriyle ebeveyn kendini suçlar.Bu konuya değinen Ülker;“Bu iki anne tipi de problemli. Çünkü utanma belasına, çocuklarını gizleme davranışına giriyorlar. Amerika’da otizmli çocuklar çok rahat hareket edebiliyor, hayatın içindeler, çünkü toplum olarak otizmi daha iyi anlamış durumdalar. Ama Türkiye’de böyle değil, otizmli çocuklar maalesef rahat hareket edemiyorlar. Otizmliler sosyalleşerek, kendi yeteneklerini bulup daha rahat bir hayat yaşayabilir.” dedi.
Otistik çocuklara gösterilen özen kadar annelerinin de korunması ve desteklenmesi gerektiği ifade edilirken, yaşam boyu kendi yeteneğine uygun yaşam şartları bulabilmeleri için otistiklere aileleri en büyük destekçidir denildi.
Büyük sabır gerektiren bir işe baş koymuş olan otistik çocuk aileleri sevgi ve ilgi ile farklı tecrübeler edinip çocuklarının farklı yeteneklerini keşfedebilirler. Bütün bir yaşamını bu şekilde geçirecek olan otistik çocuğun yaşamını uygun şekilde idame ettirebilmesi aslında sabırlı özverili bir bakım sürecine bağlıdır. Mevcut değiştirilemese de en iyi şekle getirmenin mümkün olduğu asla unutulmamalı.

Sevilay Gürsoy

Tibbiyardim.com Yazarı


facebook-paylas

Yorum Yok





Tibbiyardim.com Site İçi Arama:

Ana Sayfa

Anasayfa Anasayfa için tıklayınız !

Reklam