Gebelikte Kan Sitemi

Gebelikte Kan Sitemi

Kan Hacmi

Gebelikte belki de en çok göze çarpan fizyolojik değişiklik kan hacminin artışıdır. Artışın miktarı gebe olan kadının iriliğine, gebe kalma sayısına ve tek ya da birden fazlan olan fetusa bağlıdır.

Ufak tefek olan bir kadında kan volümü artışı sadece %20 iken iri bir kadında bu artış %100 olur. Artış doğuma kadar ilerler  ve ortalama artış % 45 ile % 50 arasında olmaktadır.

Aşırı kan hacminin artışı (hipervolemi) gebede olumsuz etkiler oluşturmaya başlar. Bazı çalışmalar gebeliğin son 10 haftasında hafif azalma olduğunu göstermiştir. Kan volümünün artışından sorumlu olan mekanizmalar tam olarak anlaşılamamıştır. Gebelikte artmış olan bazı hormonlar (aldesteron) bu etkilere yardım eder (östrojen ve progeston seviyelerinin artışının yaptığı etki gibi).

Uterusa fazla kan akımı ihtiyacı sağlayan bu artış diğer organların artan kan ve oksijen ihtiyacı ile özellikle böbrekler içinde gereklidir. Deriye aşırı kan akımı vardır ve bu da artan metabolik hız nedeniyle oluşan ısıdan dağıtılmasından ileri gelmektedir.

Artan volüm, doğumdaki kan kaybının üstünü örter ve açığını kapatır. Vajinal doğumda ortalama kan kaybı 500 veya 600 ml fakat sezeryanda 1000 ml oranında kan kaybı gözlenmiştir.

Kırmızı Kan Hücreleri: Kırmızı kan hücreleri artışı % 33 veya yaklaşık  450 ml eritrosittir. Demir verilse de verilmese de eritrosit oranı artar, ancak bu demir desteği ile daha fazla olmaktadır. Kırmızı kan hücrelerinde  plazma volümü artışında da önemli gelişmeler vardır. Kırmızı kan hücreleri ve plazma volümü artışı senkronize bir şekilde olmasına rağmen doğum eyleminin gerçekleşmesine yakın zamanlarda sabitleşir veya hafif derece de tekrar artış gösterir.

Demir: Kırmızı kan hücrelerinin artışı ile hemoglobin için gerekli olan demir ihtiyacı da doğal olarak artar. Bu ihtiyacı karşılamak için dışarıda demir takviyesi yapılaması gerebilmektedir. Bazen vücut bu ihtiyacı karşılayamayabiliyor.

Eğer ihtiyaç duyulan demir besine ilave edilmezse kişide demir eksikliği anemisi ortaya çıkmaktadır. Bu olaya sebebiyet vermemek için demir eksikliğinde tedavi gerekli bir durum olmuştur.

Gebeliğin  son yarısında annenin ihtiyacı 6-7 mg demir olmuştur. Eğer demir yeterli değilse fetüs anne deposundan demir kullanır. Böylece demir eksikliği olsa bile fetal hemoglobin yeterlidir. Onun için yeni doğanda  anemi nadir olan bir problemdir. Annede demir eksiliği daha çok erken doğuma ve abortusa yani düşüğe neden olmaktadır.

Beyaz Kan Hücreleri: total olarak lökosit miktarı normal gebelikte, gebelik öncesi 4300 / 4500 ml’ den son durumlara doğru 5000 ml veya  12.000 ml’ye kadar çıkar. Doğum eylemi geçiren bir kadın bu miktar 30.000 ml ye kadar çıkmaktadır. Bu farklılıkları açıklayacak bir durum söz konusu değildir. Değerler normal gebelik değerine göre artı ve ya eksi yönde % 2- 3’lük bir değişime neden olurlar.

Trombositler: Çalışmalar gebelikte artan trombosit tüketimiyle beraber trombositlerin yapımında artış olduğunu bildirmiştir.

Gebelikte en önemli olay kan volümlerine dikkat etmektir. Çünkü kan değerleri her zaman değişim gösterebilir. Bu durum fetusa sıkıntı yaratacak seviyede olabilir. Bu yüzden doktorlar kadar gebe olan kişi de bu konuda elinden gelen hassasiyeti göstermelidir.


facebook-paylas

Etiketler

Yorum Yok





Tibbiyardim.com Site İçi Arama:

Ana Sayfa

Anasayfa Anasayfa için tıklayınız !

Reklam