Nüfus Artışı ve Etkileri

NÜFUS ARTIŞI VE ETKİLERİ

                                                

     Dünyadaki insan popülâsyonunun hızlı bir artış içerisinde olduğu görülmektedir. Bunun basit açıklamasını doğurganlık ve ölüm hızı arasındaki oranın sürekli doğurganlık yönünde bozulması diye yapabilirsek de bu oranın bozulmasına neden olan faktörleri de incelemek gerekmektedir.

     Eğitim seviyesinin durumu nüfus artışını etkileyen faktörler arasında ilk sıralarda yer alır. İnsanların yaşayış tarzlarına, fikirlerine, yani bakış tarzlarına göre bölgesel bir nüfus artışından söz edebiliriz. Yani bir diğer tabirle nüfus artışı ile gelişmişlik düzeyi arasında ters bir orantı vardır denilebilir. Gelişmişlik düzeyi arttıkça nüfus artış hızı düşmektedir. Dünyada nüfus artış hızının yüksek olduğu yerlerin genelde gelişmemiş ve gelişmekte olan ülkeler olduğu görülmektedir. Gelişmiş ülkelerde nüfus artışı yok diye bir tabir kullanmadığımıza da dikkat edelim. Gelişmişliğin artması nüfus artışını durdurmuyor, sadece nüfus artış hızı gelişmemiş ülkelere oranla daha düşük bir seyirde gidiyor. Çünkü eğitim düzeyinin artmasının yanı sıra;

  • ·         Yaşam standartlarının artması

  • ·         Sağlık alanındaki ilerlemeler

  • ·         Beslenme imkânlarının ileri düzeylere ulaşması da nüfusu dinamikleştirmektedir. Mesela bir salgın hastalığın nüfusu kırması gibi bir olay günümüz şartlarında pek olası değildir. Böylelikle nüfus artışının kaçınılmazlığıyla karşı karşıya kalmış durumdayız.

 

YIL GELİŞMİŞ ÜLKELERİN ORANI AZ GELİŞMİŞ ÜLKELERİN ORANI
1900 %40 %60
1950 %35 %65
1980 %25 %75
1990 %20 %80
2000 %15 %85
2010 %10 %90

           TABLO:  GELİŞMİŞ VE AZ GELİŞMİŞ ÜLKELERİN DÜNYA NÜFUSUNDAKİ ORANLARI

 

     Birleşmiş Milletler’in tahminlerine göre 2050 yılında, dünya nüfusu 2.3 milyar artarak 9.1 milyara ulaşacak. Bu korkunç nüfus artışı gelecekte beraberinde doğal kaynakların tükenmesi, dünyanın yaşanılabilirliğini kaybetmesi gibi sorunları getirecektir. Bütün bunların insan üzerine öncelikli etkisi sağlık üzerinden olacaktır.

     Yaşam kalitesi ile çevre arasında sıkı bir ilişki vardır. İnsanoğlunun yaşam kalitesi bozduğu çevre koşullarından etkilenmektedir. Bozuk çevre koşulları sağlık problemlerine yol açmakta dolayısıyla gerek sağlığa yapılan gerekse kamuya yapılan diğer yatırımlara olan talebi de artırmaktadır. Temel altyapının; barınma, sosyal güvenlik, su, kanalizasyon, çöp hizmetleri, sağlık ve eğitim hizmetleri, iş olanakları gibi alanların yetersiz kalmasına yol açmaktadır. Ve yoğun bir çevre kirlenmesi tabi ki. Başta da hava ve su kirliliği. Yoğun nüfus artışı, yoğun kentleşme, yeşil alanların azalması; endüstriyel tesislerden, ısıtma amaçlı yakıt tüketiminden,  motorlu taşıtların egzos gazlarından ve diğer benzeri nedenlerden kaynaklanan bir hava kirliliği… Ve su kaynaklarının tükenmesi olanların da kullanılamaz hale gelmesi…   Tüm bunlar da solunum yolu hastalıkları, akciğer hastalıkları gibi bir sürü sağlık problemine neden olmaktadır.

     Artan nüfusun doğal dengelerin bozulması ve bu bağlamda insan sağlığı üzerinde olumsuz etkilerini önlemek adına, artış hızını azaltıcı önlemlerin alınması gerekmektedir. Genel eğitim düzeyi artırılmalı, nüfus planlaması çalışmaları özellikle az gelişmiş ülkelerde hız kazanmalıdır. Bunlar için de gelişmiş ülkelerin diğer gelişmemiş ve gelişmekte olan ülkelere destek olması nüfus artışıyla birlikte yaşamı tehdit edecek unsurların oluşmasını önlemek için kaçınılmazdır.

 

Dr. Faruk YAZICI

2011 Tüm Hakları Saklıdır. Yazı yazarın izni olmadan hiç bir makalede,dergide sitede yayımlanamaz…

                                                                                            

 

 

 


facebook-paylas

Etiketler

Yorum Yok





Tibbiyardim.com Site İçi Arama:

Ana Sayfa

Anasayfa Anasayfa için tıklayınız !

Reklam