Hafıza Kaybı ve Demans Nedir? Neden Olur?

Hafıza Kaybı ve Demans

Tanım: Demans (bunama), 1 milyon Türkü ve 4 milyondan daha fazla Amerikalıyı etkileyen ve toplumsal maliyeti yıllık 50 milyar $’dan daha fazla olan ciddi ve yaygın bir problemdir. Yetmiş yaşı aşanların %10’u ve 85 yaşı geçenlerin % 20-40’ı klinik olarak belirlenebilen hafıza kaybına sa­hiptir. Demans çok sebepleri olan bir sendromdur. Demansın basit bir tanımı, günlük yaşam aktivitelerindeki önceki başarılı perfor­mansı azaltan bilişsel kabiliyetlerde bozulmadır. Hafıza kaybedilen en sık ve en önemli bilişsel kabiliyettir. Dikkat, muha­keme, anlama, hareket etme, öğrenme, hesaplama, problem çözme, mood (ruh durumu) ve davranış gibi diğer mental yetenekler de et­kilenebilir. Kışkırma veya içe kapanıklık, halüsinasyonlar (rüya görme) da yaygındır. Demansın çok yaygın şekil­leri ilerleyicidir, fakat bazı demans hastalıkları statik ve değişmez­ler. Şuur seviyesinde değişme ile birlikte geçici hastalıklar olmasına rağmen, demans kronik bir durumdur.

Hafıza, asırlarca filozofları ve bilim adamlarını büyüleyen bey­nin kompleks bir fonksiyonudur. Günümüzde, hafıza farklı kapasi­te ve süredeki çeşitli depo tamponlarını kullanan bir mental proses olarak düşünülür. Duysal hafıza görsel halde (resimsel hafıza) yaklaşık 250 milisaniye ve işitsel halde 1-2 s sürer). Anlık (kısa süreli veya primer) hafıza yaklaşık yarım dakika sürelidir ve ortalama 5-10 adetlik sınırlı bir kapasiteye sahiptir. An­lık hafıza dalgınlığa oldukça hassastır, içeriği korumak için dikkat ve uyanıklık gerekir. Hastanın öne ve geriye doğru birkaç sayıyı hatırlaması istenerek çoğu kez yatak başında test edilir. Yakın, ve­ya ikinci, hafıza hem kısa süreli hem de uzun süreli olarak ad­landırılmıştır. Bu hafıza dakika ve haftalar arası süreye sahiptir ve anlık hafızadan daha büyük depolama kapasitesi gösterir. Bu tam­pona girerken, bilgi değişken süreli birleştirme işlemine uğrar. Bazı bilgilerin sınırsız za­man için doğru olarak depolanmış olduğu, oysa diğer maddeleri zayıflayıp veya bozulmuş olduğu görünür. Hafıza fonksiyonu ka­yıtlama (kodlanma veya tutma), alıkoyma (depolama veya birleş­tirme), tespit etme ve hatırlamayı (şifre çözme veya geri çağırma) içerir. Kayıtlama ve hatırlama şuurlu işlemdir. Hayvan deneyleri uzun süreli hafızanın yeni protein sentezine ihtiyaç duyduğuna göstermiştir ve tespit etme işlemi muhtemelen beyinsel sinirlerde fiziksel değişiklikleri kapsar.

Psikologlar tarafından özellikle içeriğin referansına göre veya hafıza depolarının kullanımına göre, hafızanın birkaç ilave sınıflan­dırılması bazen kullanılır. Referans hafıza önceki tecrübeden kaza­nılmış yakın ve uzak bilgiyi bulunduran dosyalama sistemini gösterir. Çalışma hafızası son tecrübeler ile devamlı olarak yenilenmiş olan aktif işlemi işaret eder. Episodik hafıza özel yer ve zamanda oluşan olaylar hakkındaki bilgiyi içerir. Anlamsal hafıza değişmeyen gerçekleri, prensipleri, ilişkileri ve kuralları (örneğin, devlet başşehri ve bir haftada günlerin sayısı) kapsar. Açıklayıcı (kesin) hafıza dünya hakkında gerçekler ve hatırlanması için şuurluca ge­ri çağrılan geçmiş şahsi olaylara işaret eder. Aksine, işlevsel (ima ile) hafıza nasıl bisiklete binileceğim, nasıl giyileceğini veya nasıl araba sürüleceği gibi beceri veya işlemleri öğrenme ve unutmama­yı içine almıştır. İşlevsel hafızada depolama kabiliyeti otomatiktir ve bilinçli yürütmeyi gerektirmez.

Nihayet, yürütme fonksiyonu terimi davranışı planlama, başla­ma ve düzenlemede kullanılan mental aktiviteyi gösterir. Sistema­tik, hedefe-yönelik aktivite ile sonuçlanan beynin merkezi düzenle­yici fonksiyonu olarak düşünülür. Yürütme fonksiyonu refleks ve­ya otomatik davranışın yetersiz olduğu rutin olmayan durumlarda aktiftir. Yürütme fonksiyonunun anatomik ve fizyolojik kısımları­nın frontal lopları tuttuğu farz edilir. Demanslı hastalar­da sıklıkla yürütme fonksiyonunda bozukluklar oluşur.

Demansın (Bunama) en önemli risk faktörü ilerleyen yaştır. Özürleştiren hafıza kaybı nüfusa oranı 50 yaş sonrası her on yılda artar ve çok sıklıkla otopside Alzheimer hastalığının mikroskobik deği­şiklikleri ile birliktedir. Yüz yaş yaşamış olanların çoğu henüz sağlam hafıza fonksi­yonuna sahiptir ve klinik olarak önemli demansın belirtisi yoktur. Demansın normal in­san yaşlanmasının kaçınılmaz bir sonucu olup olmaması tartışmalı kalır,

Demansın çoğu sebep­leri aşağıda sıralandı. Her duru­mun sıklığı çalışmadaki yaş gurubuna, ülke orijinine ve belki ırk ve etnik değişikliklere bağlıdır. AH, batı ülkelerinde demanslı has­taların yarıdan fazlasını etkileyen, demansın en yaygın sebebidir. Vasküler hastalık ABD’de %10-20’yi etkileyen, demansın en yaygın ikinci sebebidir; fakat bazı Asya ül­kelerinde Alzheimer hastalığından daha yaygındır. Kronik al­kolizm ve Parkinson hastalığı (PH) daha sonraki en sık iki kategoriyi oluşturur. Yazı­lan ilaçlardan kaynaklananlar, demansın potansiyel ola­rak tedavi edilebilen önemli bir sebebidir. Aşağıda listelenen diğer sebepler nadirdir, fakat bir çoğu geri dönüşlü olduğu için önemlidir. Demans yapan hastalıkların geri dönüşümlü ve geri dönüşümlü olmayan hastalıklar olarak iki ge­niş grupta sınıflandırılması demansın ayırıcı tanısına faydalı bir yaklaşımdır.

Demansın Sebepleri

  • Vitamin eksiklikleri
  • B12 eksikliği
  • Endokrine ve diğer organ yetmezliği
  • Hipotroidizm
  • Adrenal yetersizlik ve Cushing sendromu
  • Renal yetmezlik
  • Karaciğer yetmezliği
  • Akciğer yetmezliği
  • Kronik enfeksiyonlar HIV
  • Beyin Tümörü
  • Alzheimer hastalığı
  • Psikiyatrik Hastalıklar
  • Toksik bozukluklar (ilaçlar v.s)

 

Gizli biriken hafıza kaybı yaşlanmanın doğal bir kısmıdır. Sık­lıkla şaka ve mizahın kaynağı olan bu sinirlendirici tecrübe, yaşlı­lığın iyi huylu unutkanlığı olarak bildirilir. İyi huylu, başarı ve üretici günlük vazifeyi oldukça bozacak kadar ilerleyici veya şiddetli ol­mayan, manasına gelir, bununla beraber iyi huylu unutkanlık ile daha önemli ha­fıza kaybı arasında ayırım yapmak zor olabilir. İyi huylu hafıza ka­yıplı hastaların bir bölümü genellikle Alzheimer hastalığı ile oluşan aşikar demansa ilerler. Niçin bazı kişilerin ilerleme gösterdiği ve niçin diğerleri­nin göstermediği aydınlanmamış kalır.

Alzheimer hastalığı yaygın ve yavaşça ilerleyen demans yapan bir hastalıktır. Yaşlı­larda oldukça sık olmasına rağmen, bu hastalık sadece otopside ke­sin olarak ispatlanılan, dışlama teşhisi olarak kalır. Tecrübeli nörolojistlerin yaptığı Alzheimer hastalığının klinik tanısının zamanla otopside yakla­şık % 85-90 doğru olduğu ispatlanır.

Kişisel olarak önemli hatıralar için psikojenik amnezi yaygındır, bu amnezinin hoş olmayan hafızalardan ihtiyatlı sakın­madan mı veya şuursuz bastırmadan mı kaynaklandığını belirlemek imkansız ola­bilir. Olaya özel hikaye alımı, özellikle, ya­kın akraba veya arkadaşının katili veya seksüel kötü kullanım gibi cebir suçların­dan sonra yaygındır. Keza, bu durum, şid­detli ilaç veya alkol ile ve bazen şizofreni ile birlikte olabilir. Daha uzun süreli psikojenik amnezi, şiddetli emosyonel stresleri takip eden kaçış durumlarında olur. Kaçış durumlu hasta şahsi kimliğinin ani kaybından ızdırap çeker, evden uzak geziyor bulunabilir. Organik amnezinin aksine, kaçış durum­larında hastanın şahsi kimliği için ve öz geçmiş ile yakından ilgili olaylar için amnezisi vardır. Aynı zamanda, diğer yakın olaylar için hafıza ve öğrenebilme ve yeni bilgiyi kullanma korunmuştur. Has­ta yeni bir kimlik alıyorken, episodlar genellikle saatler veya gün­ler ve ara sıra haftalar ve aylar sürer. İyileşmede kaçış dönemi için geride kalan amnestik aralık vardır.

Psikiyatrik hastalıklar demansa benzeyebilir. Şiddetli depresyonlu hastalar demanslı gözükebilir, bu fenomen psödodemans ola­rak adlandırılır. Kortikal demansların aksine, depresyonlu hastalar dikkatlice test edildiklerinde hafıza ve lisan genellikle sağlamdır. Hastalar konfüze hissedebilirler ve rutin işleri başaramazlar. Uyku­suzluk, enerji eksikliği, iştah azalması ve barsak fonksiyonunda ra­hatsızlık gibi  belirtiler yaygındır. Psikososyal çevre depresyonun belirgin sebeplerini telkin edebilir. Hastalar antidepresan (depresyon giderici) tedaviye cevap verirler. Şizofreniyi demanstan ayırmak genel­likle zor değildir, fakat ara sıra ayırım problemli olabilir. Bu has­talık sağlam hafıza ile birliktedir ve şizofreninin halüsinasyonları demansınkine göre genellikle daha kompleks ve tuhaftır. Kalıcı şizofrenili bazı hastalar hayatın geç dönemlerinde Alzheimer hastalığı  ile ilgili olmayan, açıklanamamış progressif demans geliştirir. Hafıza kaybı keza belirgin olmayan reaksiyonunun bir parçası olabilir. Bu durunda, hastalar sıklıkla hafıza kaybından üzülerek şikayet ederler, fakat dikkatli kognitif muayene testini doğrula­maz veya bazı problemlerin uyumsuz veya nadir şekillerini gösterir. Hastaların davranışı ve sorulara “yanlış” cevaplar sıklıkla hastaların hem soruyu anladıklarını hem de cevabı bildiklerini gös­terir.

Sıklıkla doktorlar tarafından verilen kronik ilaç ve medikasyon kullanımına bağlı bilişim bulanıklaşması, demansın önemli bir sebebidir. Uykusuzluk, ağrı, huzursuzluğu tedavi etmek için kullanılan sakinleştiriciler, trankilizanlar ve ağrı kesiciler, özellikle yaşlılarda olmak üzere, hareket kaybı ve hafıza kaybına yol açabilir. Böyle bir hastada ilaçların kesilmesi, aklı sıklıkla düzeltir.

Demanslı Hastada Tedavi

Takibin iki ana hedefi, ilki, demansın herhangi bir sebebini tedavi etmek ve İkincisi, hasta ve bakıcılara rahatlık ve destek sağlamaktır. Altta yatan sebeplerin tedavisi troid bezlerinin küçülmesi için troid tedavisi; enzim ve B12 eksikliği için vitamin tedavisi; fırsatçı enfeksiyonlar için antibiyotik tedavisi; uy­gun cerrahi, radyasyon veya kemoterapiyi kapsar. Sedatif(sakinleştirici) ve huzursuzluğu bozan ilaçların kesilmesi sıklıkla faydalıdır. Hasta demanstan daha çok depresyonlu ise (psödödemans), depresyon gay­retle tedavi edilmelidir. Alzheimer hastalığı gibi hastalıklı has­talar aynı zamanda depresyonlu olabilir ve onların durumlarının bu kısmı antidepresan (depresyon önleyici) tedaviye cevap verebilir. Antidepresanlar demanslı hastalarda dikkatli kullanılmalıdır.

Ajitasyon, halüsinasyonlar, stresi tedavi etmek zordur. Bu davranışsal problemler hemşire ev yerleşi­mi ve kurumsallaşmanın ana sebeplerini oluşturur. Fenotiazinler, resperidon, haloperidol ve benzodiazepinler gibi ilaçlar davranış problemlerini düzeltebilir, fakat çok sakinlik gi­bi istenmeyen yan etkilere sahiptir. Demansta kötüleşme olmaksı­zın ajitasyon ve stresi yatıştıran ilaçlar düşük doz haloperidol (0.5-2 mg), trazodon, buspiron ve propranololu kapsar. Olanzapine halüsinasyonlu hastalarda gittikçe artan oranda kullanılıyor. Has­talar cevap vermediğinde, daha yüksek dozlara artmak veya sakinleştiriciler kullanmak genellikle bir hatadır.

Demanslı hastalar genellikle araba sürme, pişirme, hesabı elden ge­çirme gibi bilinen işlerde kontrolü kaybetmeye itiraz ederler. Yar­dım veya üzerinden alma girişimleri şikayetler, depresyon veya kızgınlık ile karşılanabilir. Bakım alanların bir kısmında, saldırgan cevaplar faydasız ve bazen zararlıdır. Açıklama, güven, zihni baş­ka yöne çekme ve yatıştırıcı iadeler bu konuda daha üretken cevap­lardır. Sonuç olarak, mali durum ve araba sürme gibi işleri başka­ları üzerine almalıdır,  hasta uyacak ve düzeltecektir. Güvenlik önemli bir konudur sadece araba sürmeyi değil aynı zamanda mut­fak, banyo ve uyku alanları çevresini de ihtiva etmelidir. Bu alan­ların düzeltilmesi, gözetlenmesi ve mümkün olduğu kadar güven­li yapılması gerekir. Emekli evine, yardımla yaşanan merkeze veya hemşire evine gitme başlangıçta bilinç bulanıklığı ve kışkırtma arttırabi­lir. Tekrarlanan güven verme, tekrar oryantasyon ve yeni personel ile dikkatli giriş bu işlemi düzeltmeye yardım edecektir. Hastanın hoşlanılabileceği bilinen aktivitelerin sağlanması oldukça faydalı olabilir. Aynı zamanda, aile üyeleri ve bakıcılardaki sinirlilik ve depresyona dikkat edilmelidir. Bakıcı suçlan ve yangın sıktır. Aile üyeleri sıklıkla bunaltıcı ve yardımsız hisseder ve kendi sinirlilik­lerini aileye, diğerlerine ve sağlık bakımı verenlere gösterebilirler. Bakıcılar günlük bakım kolaylıklarından faydalanmaya ve kırgın­lıkları ertelemeye teşvik edilmelidir. Demans hakkında eğitim ve danışma önemlidir. Alzheimer Hastalığı ve İlgili Hastalıklar Birliği gibi, lokal ve ulusal destek gurupları oldukça yardımcı olabilir.

 


facebook-paylas

Etiketler

4 Yorum

  1. Zeynep CAN dedi ki:

    Arap ülkelerinde Alzheimer ve Demans oranları nedir, bilgilendirirseniz sevinirim.

  2. erhan emir dedi ki:

    babam şu anda 77 yaşında bundan 10 yıl önce ellerinde titreme başladı ve türlü ilaçlar kullandı ama bir türli titreme geçmedi. Şu anda ise hafızası gidip gelmekte, aşırı sinirlilikdurumu zaman zaman içe kapanma zaman zaman ise duygusallaşmakta ne yapabiliriz sizden umutla cevap bekliyorum. iyi çalışmalar

    • bahadir dedi ki:

      Erhan bey merhabalar, söylediğiniz tablo parkinsona çok benziyor ancak tabi ki hastayı önce bir muayene etmek gerekiyor. Eğer parkinson hastalığı tanısı alırsa L-dopa dediğimiz ilaçlarla hastanın elinde ki titremeleri engelliyebiliyoruz ayrıntılı bilgi için bir nöroloji uzmanına görünmenizi tavsiye ederim.

  3. fatma dedi ki:

    benim rahatsızlığım 3 ay önce başladı kalp çarpıntısı boğulma hissi elde ayakta yanmalar sürekli yerinde duramama uyuyamama vs. pskytrye gttim bana panik atak teşhisisi koydu ve ilaç tedavisine başladı fakat su gün olmuş tamam eskisi gibi atak geçirmiyorum ama vücudumun hissiyatını kaybettim ne vücudumda bir agrı ne sızı ne yeme içme hissi ne uyuma hissi elimi kessem canım acımıyor o denli nedir bu bana ne oldu bilmişyorum gidiyorum bna pskolojik bu yaşadıkların diyor konusuyorum etrafmdaki insanları tanıyorum ama memur olarak çalışıyorum iki cümleyi mantıklı şekilde birleştiremiyorum dilekçelere cevap veremiyorum herşeyi anlık yaşıyorum ağlamak istesem ağlayamıyorum paksil ilacını kullanıyorum sanki beynimin içi boşalmış gibi ben ne yapmam lazım ne olur bana yardım edin





Tibbiyardim.com Site İçi Arama:

Ana Sayfa

Anasayfa Anasayfa için tıklayınız !

Reklam