İbn-i Nefis Kimdir ?

İbn-i Nefis Kimdir ?

Ünlü İslam âlimi olan İbn-i Nefis kan dolaşımı ile ilgili çalışmalar yapan ve kan dolaşımını bulan ilk tıp bilimcisidir. Avrupalı tıp bilimcilerinden olan Miguel Servet, Realdo Colombo ve Harvey tarafından 1500’lü yıllarda kan dolaşımı ile ilgili bilgiler ortaya sunulmadan asırlar önce İbn-i Nefis tarafından kan dolaşımı tüm yönleri ile ortaya çıkarılmıştır. Paris Tıp Fakültesi tarafından İbn-i Nefis’in kan dolaşımını bulması ile ilgili olarak 1953 yılında bir tez olarak savunulmuş ve kabul edilerek dünyada kan dolaşımını ilk olarak bulan kişi İbn-i Nefis olduğu ispatlanarak kabul görülmüştür.

İbn-i Nefis’in Hayatı

Şam’da dünyaya gelmiş olan İbnün Nefis’in asıl adı İbnünnefis Alâüddin Ebu’l-A’lâ Ali bin Ebi’l-Hazin El-Kureşî Ed-Dımeşkî’dır. 1210 yılında dünyaya gelen ünlü alim ilk öğrenim yıllarını Şam’da geçirmiş ve ilk öğrenimden sonra yüksek öğrenimini de yine Şam’da yapmıştır. Daha sonra Şam’da Nureddin Zengi tarafından yaptırılmış olan Şam Hastanesinde tıp eğitimi alarak doktorluk ünvanını almıştır. İlk hocası olan Dahvar’dan aldığı tıp eğitimi ile yetinmeyip kendisini geliştirmeye devam etmiştir.

Tıp bilimi ile yakından ilgilenen İbn-i Nefis aynı zamanda mantık ve fıkıh, sarf-navih gibi alanlarla da ilgilenmiştir. Yaşamının bir bölümünde Şafii fıkhının profesörlüğünü bile yapmıştır. Şam’da çalışmalarını tamamladıktan sonra Mısır’a giden İbn-i Nefis, Kahire’de hastanelerde çalışmış ve bu süreç içerisinde ortaya koyduğu başarısından dolayı “Mısır Doktorlarının Başkanı” ünvanına layık görülmüştür. Kahire’de bulunan Nâsırî Hastanesinde görev yapan İbn-i Nefis, aynı zamanda yine bu hastanede öğrencilerine tıp eğitimi vererek en az kendisi kadar başarılı doktorlar yetiştirdi.

Kahire’de yaşadığı süre içerisinde buradaki birçok medrese de Fıkıh dersleri vermiştir. Arapçaya çok hakim olan İbnün Nefis, 1288 yılında 78 yaşında hayatını kaybetmiştir.

İlmi kişiliği ve hizmetleri

Din adamı ve tıp bilimcisi olarak tanınan İlmi kişiliği ve hizmetleri, din üstünde yaptığı çalışmalardan çok tıp çalışmaları ile daha çok önplana çıkmıştır. Dönemin birçok tıp bilimcisinin gözüdne ikinci bir İbn-i Sina olarak görünen İbnünnefis, Avrupa’da da oldukça tanınmaktaydı. C.Crombie tarafından adı sık sık anılanılan İbnünnefis için şu sözleri söylemiştir; ““O bütün Ortaçağ boyunca en büyük tıp otoriteleri olan Galen ve İbni Sina’nın yanlış fikirlerinden birine karşı yalnız başına savaşmak cesaretini gösterebilmiş bir bilgindir.”

Keskin bir zekaya ve araştırmacı bir ruha sahip olan İbnünnefis’in düşünce gücü oldukça genişti ve sahip olduğu bilgiler ile öğrencilerine çok şey katmıştır. Özellikle Galen ve İbn-i Sina hakkında verdiği dersleri hazırlık yapmadan doğaçlama şekilde tüm bilgileri tutarlı olarak sunardı. Tıp çalışmalarını sürdürürken eserlerini yazdığı dönemde kendisini yakından tanıyan kişiler onun için şu sözleri söylemiştir, “adeta yukarıdan aşağıya doğru Çağlayan bir sel halinde, başka bir kitaba başvurmadan yazdığını”.

İbnünnefis bir gün Kahire’de hamamda yıkanırken suyun kaldırma kuvvetini bulan Arşimed’e benzer şekilde yıkanmasını yarıda bırakıp hamamdan koşarak evine doğru koşar ve Nabız hakkında bir kitap yazmaya başlar. Tüm düşüncelerini hızlı bir şekilde yazan İbnünnefis, daha sonra hamam’a gelip yıkanmasına devam eder.

İbnün nefis’in en büyük keşfi

İbnünnefis günümüzde halen geçerliliği olan küçük kan dolaşımını bulmuştur. İbnünnefis yaptığı araştırmalarda Galen’in 13 asır önce yazmış olduğu eserleri inceledikten sonra Galen’in bilgilerinde bir takım yanlışlıklar olduğunu iddia ederek bu yanlışların doğrularını kanıtlamayı başardı. Galen tarafından küçük kan dolaşımı ile ilgili olarak verilmiş birçok bilginin yanlış olduğunu tespit eden İbnünnefis, kendi eserinde bu yanlışları şu şekilde sıralamıştır.

  • Kroner kan dolaşımını ilk olarak Galen tarafından ortaya atılmıştı fakat İbnünnefis tarafından yapılan araştırmalar sonucunda Galen’in iddia ettiği Kalbin sağ atiumun içinde bulunan kanla beslenmediği, cüzlerine var olan damarlar içerisinde dağıtılan kan ile beslenmekteydi.
  • Akciğerleri beslemek için kan’ın akciğerlerde dolaştığı iddia edilirken, İbn-i Nefis tarafından bu bilgi kanın akciğerlere oksijen sağlamak için dolaşım yaptığını kanıtlamıştır.
  • Vena pulmonalisler içinin normalde hava ile dolu olduğu iddia edilmiş fakat İbn-i Nefis tarafından içinin kan ile dolu olduğu kanıtlanmıştır.
  • Septum deliğinin varlığını iddia eden Galen’in aksine İbn-i Nefis, Kanın kapl içerisinde dolaşımı tamamladığını kanıtlamıştır. Galen tarafından kalp içerisinde bir delik olduğu iddia edilmişse de İbn-i Nefis tarafından bu bilginin yanlış olduğu kanıtlanmıştır.
  • Septum yapısına dair bilgiler sunan İbn-i Nefis, bu bölümün kalp organının diğer kısımlarına göre daha sık bir dokudan oluştuğunu, ve kanın akciğere sadece oksijen taşımak için dolaşım yaptığını kanıtlamıştır.

Eserleri

1.) Kitâbü’ş-Şâmil fi’t—Tıp: En büyük tıp eseri olarak tanınan ve 300 cüz’den oluşturacağı bu eser yarıdayken İbn-i Nefis hayatını kaybetmiştir ve eserin yazılmış kısmı da günümüze kadar gelememiştir.

  1. Kitâbü’l-Mühezzeb fi’l-Kuhl: Göz ile ilgili çalışmalara dair bilgiler sunulan bu eserde Göz hakkında ilk bilgiler mevcuttur.
  2. Mûcez: En çok bilinen eseridir.

Macezü’l-Kânun: Farmakolojik bir eserdir birçok ilaç hakkında oldukça geniş bilgiler yer almaktadır.


facebook-paylas

Yorum Yok





Tibbiyardim.com Site İçi Arama:

Ana Sayfa

Anasayfa Anasayfa için tıklayınız !

Reklam