İbni Hatip Kimdir ?

İbni Hatip Kimdir ?

Asıl adı Lisanüddin Ebu Abdullah Muhammed bin Abdullah bin Said bin âli bin Ahmed bin es Selmani olan ve Endülüs döneminin en bilgili ve en birikimli hekimi olarak bilinir. 1313 ve 1374 yılları arasında yaşamış olan İbni Hatip, Veba hastalığını yakından inceleyerek bulaşıcı bir hastalık olduğunu bilimsel olarak açıklayan ilk doktordur.

Gırtana şehrinde büyümüş olan İbni Hatip tıp ilmini burada öğrenerek geliştirdi. Yaşamında bir dönem vezirlik de yapmış olan İbni Hatip aynı zamanda şairlik ve devlet adamlığı görevlerini de yapmıştır. 50’den fazla eseri bulunan İbni Hatip tıp alanında birçok hastalığı araştırmış ve dönemin en korkulu rüyası haline gelen Veba hastalığının bulaşıcı hastalık olduğunu ispatlayarak Veba hastalarının karantina altına alınması gerektiği tezini savunarak hastalığın yayılmasını engellemeyi başarmıştır. En önemli eseri olan El Mukni’üs Sailan’il Maraz’ıl Hail eserinde veba ile ilgili oldukça geniş bilgiler yer almaktadır. Bu kitap ilk olarak 1863 yılında M.J Müller isimli bir tıp bilimci tarafından tercüme edilerek Batı dünyasına kazandırılmıştır. Henüz mikrobu keşfedilmemiş olan veba hastalığının bulaşıcı olduğuna dair bilgiler sunan İbni Hatip, bu konuda oldukça doğru ve tutarlı bilgiler sunarak Veba hastalığının panzehrinin bulunmasında büyük katkılar sağlamıştır. Dönemin Gırtınasında en bilgili hocalardan ders alan İbni Hatip hocalarından öğrendikleri ile yetinmeyip sürekli bir sorgulama içerisine girerek birçok hastalığın üstesinden gelinmesi için farklı yöntemler geliştirmiştir ve başarılı olmuştur.

İbni Hatip sadece hekimlik yapmamış, Edebiyat, tasavvuf ve dönemin en popüler alanlarından olan Felsefe ile ilgili birçok çalışma yapmış ve ölene dek 50’den fazla eseri kendisinden sonra gelecek İslam âlimlerine bırakmıştır. Günümüze kadar gelebilen eserlerin sayısı ise 20’ye yakındır. Tarih alanında da çalışmalar ypamış olan İbni Hatip, Gırnata Tarihi isimli eserinde Gırnata tarihine dair oldukça geniş bilgiler sunmaktadır. O dönemlerde Avrupa’da milyonlarca insanın ölmesine neden olan Veba hastalığı ile ilgili çalışmalar yapmış olan İbni Hatip geliştirdiği yöntemler ile tutarlı bilgiler sunarak Avrupa’da ortaya çıkan ve dünyayı tehdit eden bu hastalığın önüne geçilmesini sağladı. Avrupa’daki birçok bilim adamı Veba hastalığının kalıtsal bir hastalık olduğunu ve insanların doğarken bu hastalıkla doğduğunu ya da sonradan bir virüs ile bu hastalığa yakalandıkları tezini deneyleri ve ayetler ile açıklayarak hastalığın bulaşıcı olduğunu ve insandan insana aktarılarak yayılmaya sebebiyet verdiğini tuartlı ve sistemli bir şekilde açıklayarak Avrupa’daki alimlerin bilim dünyasından oldukça geride olduklarını ortaya çıkarmıştır.

İbni hatip eserinde Veba salgını ile ilgili olarak şu paragrafa yer vermiştir; “Bazı kimseler hastalığın bulaşma yoluyla yayıldığını kabul etmiyorlar. Biz, bulaşmanın mümkün olabileceği görüşünü nasıl kabul edip doğrulayabiliriz?” sorusunu soranlara şu cevabı veririz:“Bulaşmanın varlığı; tecrübe, araştırma, hisler ve kendilerine güvenilir nakillerin açıklığı sayesinde anlaşılmaktadır. Bu gerçekler, pek sağlam delillerdir. Hastalıklı kimse ile temas etmeyen kimseler sağlıklı kalmaktadırlar. Buna en güzel örnek, bilhassa Afrika’da gözlemlerimizle tespit ettiğimiz bedevi oymaklarıdır. Temasa geçenler ise hastalığa yakalanmaktadırlar. Bu geçiş için hastanın giydiği elbiseyi, giyme, kullandığı kap kaçağı kullanma, takındığı küpeleri takınma, vebalı evden bir kişinin diğer insanlarla görüşmesi, temiz bir limana hastalığa bulaşmış bir geminin gelmesi yeterlidir. Dikkatli bir araştırmacı bunu gayet açıklıkla görebilecektir.”

Ayrıca din âlimi olarak tanınan İbni Hatip Kuran’da geçen ayetlerden yola çıkarak Veba hastalığının bulaşıcı bir hastalık olduğunu şu hadislere dayandırarak temellendirmiştir. “Kendi kendinizi tehlikeye atmayınız.” (Bakara, 195) “Bir yerde taun (veba) çıktığı zaman oraya girmeyin. Eğer hastalık çıkan yerde iseniz, oradan da çıkmayınız”

İlk karantina örneklerinden olan İbniKâtib’in yöntemi işe yaramış ve Veba hastalığına yakalandığına dair belirtisi olan insanlar karantina altına alındıktan sonra elbiseleri ve kişisel eşyaları hiçbir şekilde kullanılmamış, girmiş oldukları mekânlar yakılarak ya da belirli şartlara bağlı olarak ilaçlanmıştır. Bu sayede hastalığın yayılmasına engel olarak İslam Dünyasını bu kara hastalıktan kurtarmayı başarmıştır.

Veba hastalığı ile ilgili olarak yazmış olduğu eser içerisinde kendi deneyimlerini yazmış olan İbniKâtip, hastalığın yayılmasını engellemek için başvurduğu bütün yöntemleri en detaylı şekilde eserine aktarmasından dolayı, yabancı tıp bilimcileri tarafından kitap çevrilir ve Avrupa’yı kasıp kavuran hastalığın yok edilmesine de yardımcı olur. Dönemim Avrupa’sında tıp ile ilgilenen bilim adamlarının kiliseden taraf olmalarından dolayı yeteri kadar sorgulama içerisine girmemeleri bu hastalığın milyonlarca insanın hayatına mal olmasına neden olmuştur. Kilisenin himayesinde yetişen tıp bilimcileri birçok hastalığın nedenini kader olarak gördükleri için hastalığın bilimsel olarak açıklamasını yapamamış ve araştıramamışlardır. Fakat o dönemde İslam dünyasındaki özgürlüklerden faydalanan İbni Hatip bu sayede kendisini geliştirmeyi başarmıştır. O dönemde İslam dünyasında yaşamış olan binlerce âlim özgürce araştırmalar yaparak kendi fikirlerini ve ortaya çıkarmış oldukları bilimsel gerçekleri açıklamaktan çekinmedikleri için İslam biliminin en gelişme gösterdiği dönem olarak bilinmektedir.


facebook-paylas

Yorum Yok





Tibbiyardim.com Site İçi Arama:

Ana Sayfa

Anasayfa Anasayfa için tıklayınız !

Reklam