İnkontinans (İdrar Kaçırma) Nedir? Nasıl Tedavi Edilir?

İnkontinans (İdrar Kaçırma)


İnkontinans, istem dışı oluşan bir idrar kaybı durumudur ve sosyal veya hijyenik bir sorundur. Yaygın bir türü, stres inkontinansı, fi­ziksel egzersizle istem dışı oluşan idrar kaybı durumudur (öksür­me, hapşırma, spor, cinsel faaliyetler). Sıkışma inkontinansı kuvvetli bir boşaltma isteğiyle ilişkili istem dışı oluşan idrar kaybıdır ve taşma inkontinansı ise mesanenin aşırı dolmasıyla intravesikal ba­sınç artışının maksimal üretral basıncı aşmasıyla meydana gelen istem dışı idrar kaybıdır. Üretra dışında diğer kanallardan idrar kaybı nadir­dir (ektopik üreter, fistil) ancak total ve sürekli idrar kaçırmaya sebep olmaktadır.

KADINLARDA İNKONTİNANS

60 yaş ve üzeri, bakım evinde kalmayan kadınlarda %25 ila 30’u günlük veya haftalık idrar kaçırma sorunu yaşarlar ve kalan kadınların ise yaklaşık yansı günde bir kere­den fazla idrar kaçırırlar. Bu kişilerin yıllık bakım maliyeti çok yük­sektir ve yeterli bakım yapılmadığı takdirde ülser gibi komp­likasyonlar görülebilir.

ERKEKLERDE İNKONTİNANS

Erkeklerde idrar kaçırma obstrüksiyondan daha az yaygındır, ancak düz kas fonksiyo­nunu bozan  mesane yolu kasılması  sonucu görülebilir. Rahatsız mesaneli erkeklerde (diyabetik, Parkinson hasta­lığı, felç) sıkışma inkontinansı gelişebilir. Bakteriyel sistit veya mesa­ne tümörü gibi diğer nedenler ekarte edilmelidir.

YAŞLILARDA İDRAR KAÇIRMA

Geçici idrar kaçırma yaşlı­larda yaygındır. Ünlü bir doktor  tarafından geliştirilen hatırlatıcı bir sözcükte baş harfleri yer alan bu çok sayıdaki neden adlarıyla şunlardır; enfeksiyon, iltihap, farmakolojik, psikolojik, aşırı idrar çıkışı, hiperglisemi, konjestif kalp yetmezliği, sınırlı hareketlilik. Sıkışma inkontinansı bu yaş grubundaki bir sonraki en yaygın bozukluktur ve nedeni, korteksin frontal loblarının beyin sapındaki işeme merkezi üze­rindeki modüle edici etkisinin ilerleyen kaybı olarak gösterilir.

DEĞERLENDİRME

Kadınlarda inkontinans değerlendir­mesi hikayesi ve yaşam kalitesinin belirlenmesi, mesane günlüğü, pel­vik muayeneyi de içeren fizik muayene, idrar analizi ve idrar kültürü, ve  idrar volüm ölçümünü içermelidir. Belirsiz öykü­sü olan ya da daha önce pelvik veya anti-inkontinans prosedürleri ge­çirmiş hastalar için değerlendirmeler sistoskopi, ürodinamik değerlen­dirme ve görüntüleme çalışmalarını (alt veya üst üriner sistemi) içe­rebilir. Öykü kaçırmanın başlangıcını, süresini, gelişimini ve tetikleyen olayları tanımlamalıdır. Daha önce yapılan ilaçlı tedaviler, mesane çi­zelgesi ve egzersiz düzeni not edilmelidir. İnkontinansın şiddeti, bir günlük aktiviteleri nasıl etkilediği belirlenerek (inkontinans-etki anke­ti) anlaşılır. Tüketilen sıvı miktarı ve türü, cinsel öykü (hormon duru­mu, doğumlar, zührevi hastalıklar), gastrointestinal fonksiyon (gaita inkontinansı, kabızlık) ve geçmiş ürolojik öyküsü de (yatağını ıslatma, ameliyatlar) dökümlendirilmelidir. Fizik muayenede abdominal, geni­tal, pelvik (ilişkili prolapsuslar) ve nörolojik sistemlere özel önem ve­rilmelidir. Hastadan öksürmesini, zorlanmasını, hatta kalkmasını veya çömelmesini isteyerek gösterilmelidir.

İnkontinans Tedavisi

Hafif stres inkontinans (idrar kaçırma) cerrahi müdahale olmadan ilaç1ar, östrojen yerine koyma veya biofeedback (bedenin zihin yoluyla değerlendirilmesi) teknikleriyle tedavi edi­lebilir. Üretral tıpa, ön vajinal duvar protezleri gibi cihazlar denenme aşamasındadır. Orta ve şiddetli stres inkontinans, ön vajinal duvarı destekleyen (vajinal, laparoskopik veya abdominal ameliyatlar) veya stres inkontinans iç sfinkter yetmezliğine sekonder olduğunda üretral kapanmayı iyileştirmeyi hedefleyen mekanizmalar cevap verir.

Sıkışma inkontinansı nedenlerinin giderilmesine cevap vermekte­dir. Nörojenik veya diğer nedenlerden kaynaklandığında antikolinerjik (Antikolinerjikler düz kas dokusu, sinir sisteminin uyarılması azaltmak için uygulanmaktadır) ajanlar kısmen etkilidir, ancak ağız kuruluğu, görme bulanıklığı veya kabızlık gibi yan etkiler bu ajanların kullanışlılığını sınırlandırır. Günde bir kez 5-10 mg. tablet olarak verilen yavaş salınımlı oxybutinin (Ditropan XL) ve genellikle günde iki kez ağız yoluyla 2 mg. ola­rak alınan daha spesifik antimuskarinik ajan tolterodine (Detrol) gibi daha iyi tolere edilen ilaçlar artık mevcuttur. Sıvı kısıtlaması (sadece çok dikkatle uygulanmalıdır) ve biyofeedback (Zihnin beden üzerinde gösterdiği etki olarak tanımlanır) ile mesane eğitimi de faydalı olabilir. Mesane için gerekli olan ajanlar daha agresif müdahaleler nörolojik bir hastalığın olmadığı durumlarda nadiren gerekmektedir.


facebook-paylas

Etiketler

Yorum Yok





Tibbiyardim.com Site İçi Arama:

Ana Sayfa

Anasayfa Anasayfa için tıklayınız !

Reklam